BAMBU PİLATES STÜDYO SAHİBİ
ÖZGÜR SEZİK
Kurumsal hayattaki başarılı yolculuğundan sonra hayatının ikinci döneminde pilates eğitmeni olup bu konuda yatırım yapan Özgür Sezik, İstanbul Anadolu Yakası’nın gözde pilates stüdyolarından biri olan Bambu Pilates Stüdyo’nun sahibi. Kendiyle birlikte başkalarına da fayda sağlayabilmenin mutluluğu ile Bambu Pilates Stüdyo’nun güvenli ortamında hizmet veren Özgür Sezik, stüdyoları ve eğitim programları hakkında enyeni.online’a detaylı bilgi verdi.
Özgür Hanım, Bambu Pilates Stüdyo ile Anadolu Yakası’nda kişilere kaliteli bir hizmet sunuyorsunuz. Öncelikle sizi daha yakından tanıyarak pilates ile nasıl tanıştığınızı sorabilir miyiz? Elbette… Kendimi; bu yolculukta hayat amacını keşfetmeye çalışan, potansiyeline odaklanan, hayatının ikinci döneminde ne istediğini bulmuş ve gerçekleştirmeye başlamış şanslı kadınlardan biri olarak görüyorum J
Yeditepe Üniversitesi’nde Kültürel Antropoloji okudum. Eğitim Yönetimi ve Denetimi Yüksek Lisansı’nın ardından 12 yıl “beyaz yakalı” olarak kurumsal bir firmada çalıştım. Temeli insan ilişkilerine ve eğitime dayalı alanlarda çalışmak beni her zaman cezbetti. Çok keyif alarak yaptığım eğitmenliği kurumsal hayatın dışında sürdürmek adına bu yolculuğa adım attım. Pilates bana o güne kadar biriktirdiğim tüm tecrübelerimi bir araya getirebileceğim yeni bir alan açtı.
Bir Pilates Stüdyosu açma fikri sizde nasıl oluştu? Çok küçük yaşlardan itibaren ailemin desteği ile temel jimnastik, profesyonel kısa mesafe koşuculuğu, yüzme, voleybol, tenis gibi sporları sürdürdüm. Pilates ile tanışmam da tıpkı bahsettiğim diğer alanlarda olduğu gibi öğrenci olarak başladı.
İlk önce kendi potansiyelimi ve ihtiyaçlarımı keşfettim!
Kurumsal hayatın yoğun beklentilerini karşılarken oluşan stresi yıllarca bedeninde, zihninde ve ruhunda taşımış kişilerden biri olarak, hayatımın ikinci döneminde kalemimi elime almaya ve senaryomu kendim yazmaya karar verdim. Biriktirdiğim tüm tecrübeleri harmanlamak, yıllarca hayalini kurduğum işimin lideri olmak, kendime fayda sağlarken etrafımdaki kişilere de yararlı olmak en büyük motivasyon kaynağım oldu. Böylece, beni her yönü ile geliştirebilecek ve doyuracak bir alana - pilatese odaklandım.
Çoğu eğitmen gibi ben de öncelikle Pilatesin mutfağı diyebileceğimiz Mat Pilates ile tanıştım. Çalışmalarıma öncelikle kendi bedenimi ele alarak başladım. Yıllarca masa başında çalışmaktan dolayı meydana gelmiş olan omurga problemlerimin büyük bir hızla iyileşmeye başlaması; beni edindiğim bilgileri ve tecrübeleri insanlara aktarmaya yöneltti. Bambu Pilates Stüdyo, 2018 yılında böylece doğdu.
Stüdyonuzdaki derslerden bahsedebilir misiniz? Bambu Pilates Stüdyo olarak “butik stüdyo” anlayışı ile tüm derslerimizi kişiye özel olarak veriyoruz. Çünkü her kişinin ihtiyaçları tıpkı parmak izi gibi birbirinden farklı. Öğrencilerin, kişisel ihtiyaçlarını karşılayarak, potansiyellerini açığa çıkartmalarına yardımcı oluyoruz.
Fitness kökenli bedensel bir egzersiz sistemi olan Pilates, omurga odaklı çalışmalar ile derin kaslarımızı güçlendirirken aynı zamanda da kasları uzatarak ideal esnekliğe kavuşmamızı hedefler.
Sizi diğer pilates stüdyolarından ayıran özellikleriniz nelerdir? Bambu Pilates, Türkiye İl Gençlik ve Spor Bakanlığı’na ve Türkiye Jimnastik Federasyonu’na bağlı bir kurum.
Benim için en önemli konu; Güvenli Egzersiz Ortamı. Orijinal pilates ilkelerine sadık kalarak çalışıyoruz. Bizi tercih eden her bir kişinin egzersiz programı, öncelikle sağlık durumu gözetilerek tasarlanır. Fıtık, skolyoz, lordoz, kifoz gibi omurga kaynaklı rahatsızlıklara sahip kişiler ile sıkça çalışıyoruz. Pilatesin temel amacı tedavi olamamakla birlikte, doktor onayı alınarak yapılan düzenli egzersizler sayesinde üyelerimizin sağlık durumlarındaki iyileşmelere de şahit oluyoruz.
Diğer bir önemli konu da; Stüdyolarımızda hijyen standartlarından asla taviz verilmemesidir. Bu benim şahsi olarak özel çaba harcadığım bir konu. Öyle ki; Pandemi kurallarını uygulamak, küçük farklar dışında ek bir çaba gerektirmedi.
Suadiye’nin ardından Bağdat Caddesi’nde 20 Aralık’ta ikinci şubenizin açılışını gerçekleştirdiniz. Yeni şubenizde öğrencilerinizi neler bekliyor olacak? İlk stüdyomuzdan edindiğimiz değerli tecrübeler sayesinde Bağdat Caddesi şubemizi bir çok yenilik ile hayata geçiriyoruz. Bunlardan en önemlisi “Nefes Alan Stüdyo” konseptimiz. Pilates yapmanın yanında, gündelik hayatın stresini atabileceğiniz keyifli ve huzurlu bir mekan tasarladık. Daha önce olduğu gibi bu stüdyomuzda da çok sıkı bir eğitmen kadrosuyla hizmet veriyoruz.
Yeni şubenizde bir Akademi kurarak aynı zamanda pilates eğitmeni yetiştirmeyi hedefliyorsunuz. Pilates eğitmenliğinin en önemli noktaları nelerdir? Bir kişinin pilates eğitmeni olabilmesi için hangi özelliklere sahip olması gerekir? Adaylarınızı seçerken belli kriterleriniz olacak mı? Evet, bu konuda çok heyecanlıyız! Aslında ilk şubemizi açtığımda Akademi’nin doğuşu en baştan hedeflerim arasındaydı. Ancak tüm dünyayı etkileyen Pandemi nedeniyle bir yıl kadar gecikmeli olarak devreye alabildik. Şu anda hızla alt yapı çalışmalarına devam ettiğimiz Pilates okulumuzu, Mayıs ayında tamamen hayata geçiriyoruz.
Pilates eğitmenliği son zamanlarda çok tercih edilen popüler bir meslek haline geldi. İlk bakışta kolay görünse de tam donanımlı bir eğitmen olabilmek, kuvvetli iletişim, öz disiplin, detaylara hakim olma, titizlik, yüksek motivasyon, kendini sürekli geliştirmek gibi yetkinlikler gerektiriyor. Elbette bunların en başında Pilates yapmayı ve öğretmeyi çok sevmek geliyor. Bunları tamamlayan üçüncü kritik ayak ise kesinlikle öğrendiğiniz teknik.
Biz, bu saydığım hedeflere kilitlenmiş eğitmen adaylarına ulaşmayı arzuluyoruz. Eğitim programlarımızın farkı, bütüncül yaklaşımımız. Yani, eğitmen adaylarımızı pilates konusunda sağlam temellere sahip olarak yetiştirirken, aynı zamanda da rekabetçi piyasa koşullarında ayakta kalabilecek işletmeciler olmaları konusunda desteğimizi sürdürmek istiyoruz.
Bundan sonraki süreçte yeni şubeler açarak büyümeyi düşünüyor musunuz? Kesinlikle! Çünkü hedefimiz yeni oluşumlarla Pilates’i doğru tanıtıp yaygınlaştırmak, insanların hayatlarına pozitif şekilde dokunarak, yaşamlarını sağlıklı bir şekilde sürdürmelerini desteklemek.